Miras hukuku; kişilerin ölümü veya gaipliği durumunda, bu kişilere ait malvarlığının veya borçlarının nasıl taksim edileceğini ve mirasçıların hak, yetki ve sorumluğunun düzenleyen hukuk dalıdır. 

Miras hakkı Anayasamızda güvence altına alınmıştır. Anayasanın 35. Maddesine göre; “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bunlar ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlandırılabilir.”

Miras paylaşımında yasal mirasçılar kimlerdir?

Öncelikle belirtmek gerekir ki miras bırakanın alt soyu yasal mirasçılarını oluşturmaktadır. (çocuklar, torunlar.)Miras bırakanın alt soyu olmaması halinde ise yasal mirasçıları anne ve babasıdır. 

Evlilik dışı doğan çocuğun, miras bırakanın babası olduğunu resmi kayıt ve belgelerle ispatlaması durumunda, evlilik dışı doğan çocuk da yasal mirasçı sıfatına sahip olacaktır. 

Evlatlık da miras bırakanın kan hısmı gibi mirasçı olmaktadır. Bu durum Türk Medeni Kanununun 500. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir; “Evlâtlık ve altsoyu, evlât edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Evlâtlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam eder. Evlât edinen ve hısımları, evlâtlığa mirasçı olmazlar.”

Sağ kalan eş de miras bırakanın yasal mirasçısıdır. Ancak eşin kiminle birlikte mirasçı olduğuna göre miras payları değişkenlik göstermektedir.  Sağ kalan eş için, altsoy veya ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçı olması hâlinde yasal miras payının tamamı, diğer hâllerde yasal miras payının dörtte üçünde hak sahibi olacaktır.

Miras bırakanın ölümü halinde hiç mirasçısı bulunmamaktaysa miras devlete intikal etmektedir.